21. yüzyılın en değerli kaynaklarında biri olan “verilerin” korunması hayati öneme sahip. Öyle ki bazı durumlarda yılların emeği ve birikimi bir anda hiç olmakla kalmıyor, ayrıca işinizin son bulmasına da yol açıyor.

Gartner tarafından yapılan bir araştırmaya göre ciddi bir veri kaybı ile karşılaşan şirketlerin %43’ü anında kapanıyor, %51’i ise 2 yıl içerisinde kısmen veya tamamen kepenk indiriyor. Geri kalan %6’lık kısım ise iş hayatında bir şekilde yer bulmaya devam ediyor. 2010 senesinde yapılmış bu araştırmayı 2016 şartlarınada tekrar değerlendiridiğimizde yukarıdak tablo daha çarpıcı bir hal alacaktır.

Veri kaybı ile ilgili çok sayıda dramatik olay var; örneğin 2009 yılında JournalSpace tüm sitesini basit bir SQL sorgusu yüzünden kaybederek yok oldu. Tahmin edeceğiniz üzere düzenli bir yedekleme operasyonları mevcut değilmiş, daha doğrusu sadece RAID ile güvende olduklarını düşünmüşler.

RAID teknolojisi çok yol aldı artık böyle bir olay ile karşılaşmayız diye düşünüyorsanız o zaman ikinci örneğimize göz atalım; DigitalOcean sanal makinemi tamamen kaybetti diye feryat eden bir müşterinin dramına kulak verelim. Buradaki hikayemizde hypervisor sunucusu üzerinde yer alan RAID kartı arızalanıyor ve tüm sanal makineler kaybediliyor. DigitalOcean tarafından yapılan açıklamada, verilerini yedeklemek isteyen müşterilerin snapshot almaları öneriyorlar, fakat donanımsal arızalarda RAID kartı veya disk katmanındaki hataların snapshot veri bütünlüğü üzerindeki yıkıcı etkilerini göz ardı etmişler sanki.

 

 

 

Veri kaybetmek sadece silinme ile olmuyor tabi ki. Çok daha dramatik bir hikaye ile konuyu çeşitlendirelim;  5 Şubat 2016, Güney Kaliforniya’da bir hastanenin bilişim sistemlerindeki veriler ransomware tarafından kullanılamaz duruma getiriliyor. Olayı araştırmak ve verileri kurtarmak için işin içine FBI ve LAPD giriyor, ama nafile. Bazı hastalar başka hastanelere transfer ediliyor çünkü tomografi ve laboratuvar sonuçları, hasta kayıtları ve ilaç bilgilerine erişim mümkün olmuyor. Ransomware ile verileri şifreleyen saldırgan 3.6 Milyon dolar talep ediyor. Konu ile ilgili haberin linkine buradan erişebilirsiniz.

NGX Storage ransomware saldırılarına karşı %100 etkin çözümler sunuyor, bu konudaki çözümlerimizi hemen öğrenmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz, http://www.ngxstorage.com/tr/deneyin/

Özetle;

  • Disklerden bir veya birkaçının arızalanması durumu ile başa çıkabilmek için RAID kullanıyoruz. RAID bir yedekleme yöntemi değildir !
  • Her zaman yedek alın ve bu yedeklerden verilerinizi geri kurtarabileceğinize emin olun.
  • Aldığınız yedeklerin ransomware gibi saldırlara karşı korunaklı olduğuna emin olun.

Evet, verilerimiz hayati öneme sahip ve yedeklemeliyiz, fakat nasıl ?

Günümüzde endüstride birçok yedekleme yazılımı var ve farklı platformları da destekliyorlar. Bunları kullanmak bir çözüm ama yüksek maliyetleri de beraberinde getirdiği için çoğu zaman erişilemeyen bir çözüm olarak kalmakta. NGX Storage bu problemi aşmak için maliyet etkin bir yöntemi bütünleşik olarak sunuyor, “Multi-site Remote Replication”.

Noktadan noktaya, bir noktadan çok noktaya veya çok noktadan bir noktaya, verilerinizi kolaylıkla yedekleyebilirsiniz. Üstelik NGX Storage kullandığı delta block level teknolojisi ile sadece değişen verileri sıkıştırılmış ve tekilleştirilmiş şekilde gönderdiği için ağ kaynaklarınızı da oldukça etkin kullanır.

Yedek alırken karşılaşılabilecek bir diğer problem ise çok sayıda küçük dosyanın yer aldığı dizinlerin kopyalanması. Böyle bir durumda, çoğu veri yedekleme yazılımının sistem kaynaklarını ciddi bir şekilde tüketmesi bir yana, başladıkları operasyonu bitiremeden hata vermeleri sıklıkla karşılaşılan bir durum. NGX Storage ise sadece değişen veri bloklarına baktığı için, milyonlarca küçük dosya veya terabayt boyutundaki bir dosyanın yedeklenmesi aynı prensiple gerçekleşir. NGX Storage ile 1 dakika mertebesinde RTO (recovery time objectives) ve RPO (recovery point objectives) değerlerine ulaşmak mümkün.